Ya öyle ya böyle şu sorunun sıkça sorulduğunu görüyorum:
“Neden çocuğum sürekli kaba davranmak zorunda?”
Otistik yetişkinlerin konuşma tonuyla ilgili varsayımlar da daha iyi durumda değil.
Aşırı sıkıntılı durumlarda bu varsayımlar işten atılmaya bile sebep olabiliyor.
Nörotipiklerin konuşmaya yeltenen herkesin sesinin tonuyla ilgili birkaç varsayımları var:
- Konuşmaya yeltenen herkes sesinin tonu, yüksekliği, inceliği ile bir mesaj vermeye çalışır.
- Konuşan herkes kolayca sesinin tonunu, yüksekliğini, inceliğini değiştirebilir.
- Konuşan herkes konuşurken sesinin nasıl algılandığını bilir (sesi kulağa yargılayıcı mı geliyor, yoksa sesi çok mu düşük seviyede vs.)
İnsanlar bana kaba, tartışmacı vs. şeyler dediğinde sesimin neye sebep olduğunu cidden bilmiyorum.
Bir daha tekrarlayayım:
Konuşurken sesimin tonunun nasıl olduğunu bilmiyorum.
Konuşurken sesimin ne kadar alçak olduğunu bilmiyorum (başka otistik insanlar için bu ne kadar yüksek olduğunu bilememe olabilir.)
Ses tonumla nasıl bir “mesaj” gönderiyorum bilmiyorum.
Sesimin tonunun nörotipik insanlar için ne ifade ettiğini bilmiyorum.
Nörotipiklerin onlara ne gibi bir mesaj veya duygu vermeye çalıştığımı düşündüklerini bilmiyorum.
Ben resmen 17 yaşına gelinceye kadar “ses tonu” ne demek onu bile bilmiyordum ve otistik olduğumu anlayıncaya kadar da bunun ne demek olduğunu tam olarak anlayamadım. Daha önceden ses tonunun “ne kadar yüksek sesle konuştuğun” veya “konuşurken nasıl cümle kurduğun” manasına geldiğini sanıyordum o kadar.
Kısa Bir Hikaye
Bir defasında bir akrabamız bana “Söyleyecek iyi bir şeyin yoksa hiçbir şey söyleme” dediği için onunla dalga geçmeye çalıştım. Kaba bir şey söylemeye çalışmıyordum. Yalnızca doğru olduğunu bildiğim bir bilgiyi paylaşmaya çalışıyordum. O akrabam bu lafı söyleyince hiçbir şey söyleyemeyeceğimi anladım çünkü söylediğim her şey kaba olarak algılanabilirdi.
Ben de sesimi çok fazla inceltip kalınlaştırarak, sesim bir hız treninde iniş çıkış yapıyormuş gibi yaparak rahatsız edici seviyede kibar olmaya çalıştım. Anormal seviyede kibar bu yüzden de üstten bakarcasına bir tavır sergilemek istiyordum.
Şaşırtıcı bir şekilde bana çok kibar bir şekilde cevap verdi! Şaka mı yapıyorsunuz?! Sesimi o kadar fazla değiştirirken kendimi bir palyaço gibi hissettim ama meğerse sürekli bu şekilde konuşmam gerekiyormuş! Bu olayı hiç anlayamıyorum ama bir yandan da merak ediyorum, acaba ben insanların ses tonunundaki küçük değişiklikleri nörotipiklere oranla daha mı az algılıyorum? Bu doğruysa nörotipiklerin bizim ses tonumuzu neden monoton veya ifadesiz bulduğunu ama bizlerin ses tonunda bir sıkıntı görmememizi açıklayabilir.
Sosyal Baskı ve Yüksek Beklentiler
Toplumun kadın veya siyah olarak büyütülen kişilere özel olarak baskı yapması da bu sıkıntıyı çözmede yardımcı olmuyor. Çocuk yetiştirmenin cinsiyetlendirilmesi ve kız çocuklarının sürekli kibar olma zorunluluğu inanılmaz öfkelendirici bir durum ve ben de bu ayrımcılık durumunu iki abimle yaşadım. Eminim bu ayrımcılık durumu kız olarak büyütülen siyahi kişiler ve siyahi kadınlar için çok daha katıdır.
Ses tonumun nörotipiklere duygusal olarak nasıl hissettireceğini bilmek benim ciddi anlamda kabiliyetim olmayan bir şey. Hayatım boyunca bu ses tonu meselesini çözmeye çalıştım ve şimdi başka insanların sesleriyle ne demeye çalıştıklarını iyi kötü anlayabiliyorum ama konuşurken kendi sesimin tonunun nasıl olduğuyla ilgili hiçbir fikrim yok.
Daha bugün kocam beni birisiyle konuşurken ses tonumun çok “sert” olduğuyla ilgili uyarmak zorunda kaldı. Ben de konuşmayı birkaç dakikalığına bıraktım. Kocam bana konuşmayı bırakmamı söylemedi, yalnızca beni sesimin nasıl algılandığı ile ilgili uyardı çünkü ben sesimin o kişi tarafından nasıl algılandığının farkında bile değildim. İstemeden birisine kötü şeyler hissettirmek ve sonrasında bunu nasıl çözeceğini bilememek çok kötü bir his. Böyle olduğunda duruma göre bazen sesimi sıfırlamak için bir süreliğine konuşmayı bırakıyorum ama bazen yine de bu işe yaramıyor ve ben istemesem bile tüm gece boyunca sesim bu şekilde çıkmaya devam ediyor. Üstelik ben bu ikisinden hangisinin olduğunu da birisi bana söyleyinceye kadar bilemiyorum çünkü iki seçenek de benim kulağıma aynı geliyor.
Aynı şekilde, birçok otistik insan stresli anlarda kahkaha atıyor ve bu kahkaha o duruma yönelik olmasa bile kaba olarak algılanıyorlar. Aslında o kahkahanın sebebi kendi anksiyetemiz ve o anda nasıl tepki vereceğimizi bilememenin stresi. Yine de bu, nörotipiklerin bizim kötü ve trajik bir anla bilerek dalga geçtiğimizi veya onları ciddeye almadığımızı düşünmelerine sebep oluyor ama sebep aslında bu varsayımın tam tersi. Duruma verilecek “doğru” nörotipik cevabını düşünmeye çalışıyoruz, vermemiz gereken cevabı bulmakta zorlanıyoruz ve sonunda stres veya kafa karışıklığı yüzünden gülebiliyoruz.
Nörotipiklerin Empati Kurmayı Öğrenmesi Lazım
Sizden tuğla bir duvarın nasıl hissettiğini bulmanızın beklendiğini hayal edin. İmkansız gibi geliyor, değil mi? Bu nörotipiklerin sesimle gizli bir mesaj verdiğimi düşünmesiyle aynı şey. Öyle bir şey yapmıyorum! Kelimelerimi dinleyin! Sesimin arkasında hiçbir “amaç” veya “duygu” yok. Sadece söylediğim kelimeleri duymanızı istiyorum.
Bunu nörotipiklere açıklamak çok zor çünkü bilinçaltlarında gizli sosyal mesajlar aramak ve mesajları çözmek onlar için otomatik bir şey. O kadar otomatik ki çoğu zaman sesimi nasıl algıladıklarını bile anlamıyorlar. Aynı şeyi ben bir bilgi vermeye çalışırken beni “kavga etmek”le suçlayan nörotipikler için de söyleyebilirim
Ses tonumuzu nörotipik bir insan olarak algılamaya çalışmak cidden mantıklı olmuyor. Bu ayağa kalkamayan bir insana ayağa kalkamadığı için bağırmak gibi bir şey (ki bu arada bu da ne yazık ki yaşanmaya devam eden bir şey çünkü sağlamcılık her yerde.) Analoji vermek için fiziksel engel örneğini kullanmayı hiç istemezdim ama bir sürü insan otistik çocuklarını kaba oldukları için “disipline etme” konusunda, hiçbir sıkıntı görmüyor ama aslında bunun çocuğun engelini cezalandırmaktan hiçbir farkı yok.
Bu mesajın nörotipiklerin beynine girmesi için oldukça sert bir şekilde ifade edilmesi gerektiğini zamanla anladım. Anlaşılan o ki, ses tonunu sosyal durumlara göre istediği şekilde yönlendirebilen insanlar bu konuyu anlamakta çok sıkıntı yaşıyorlar.
Galiba istedikleri şekilde çalışan bu ektra özelliğe sahip olmamak çok anlayabildikleri bir şey değil.
Lütfen bunu bizim için öğrenin
Bizler sesimizle X şekilde duyulmaya veya Y şekilde algılanmaya çalışmıyoruz.
Bizler kelimelerle iletişiyoruz. Kelimelerimize odaklanın!
Nörotipiklerin ses tonunu anlamıyoruz ve kendi ses tonumuzun sizin tarafınızdan nasıl algılandığını gerçekten bilmiyoruz.
Bilmiyoruz.
Lütfen bunun üstüne biraz düşünün. Ses tonlarını algılayamadığınızı düşünün. Bu duruma karşı biraz empati kurmaya çalışın.
Nörotipiklerin sıklıkla otistiklerin ses tonuna göre yargılara vardığını hatırlayın. Bu, bizim sürekli farkında dahi olmadığımız, bilmediğimiz bir şey yüzünden yargılanmamız manasına geliyor.
Hayatınız boyunca yanlış hiçbir şey yapmamanıza rağmen size kızıldığını düşünün.
Nörotipikler:
Birisinin ses tonuna sinirlenmeye başladığınızda olabildiğince kelimelere odaklanmaya çalışın. Otistik birisiyle konuşurken çoğumuzun ses tonumuzu ayarlayamadığımızı ve sesiminizin inceliği kalınlığıyla size bir mesaj göndermeye çalışmadığımızı unutmayın. Aynı zamanda konuştuğunuz her kişinin otistik olup olmadığını bilemeyeceğinizi de unutmayın. Lütfen ama lütfen bunu öğrenmeye çalışın. Yargılamada ve varsayımda bulunmayın- onun yerine merak ettiklerinizi açıkça sorun. Hemen bir yargıda bulunmak yerine o kişiye bir şans daha verin ve tanıştığınız bazı insanların sesleriyle hiçbir mesaj göndermiyor olabileceklerini unutmayın.
Okuduğunuz için teşekkür ederim!
Orijinal Yazı // https://autisticscienceperson.com/2021/01/09/neurotypicals-listen-to-our-words-not-our-tone/
Hakkında yorum “Nörotipikler: Kelimelerimizi Dinleyin, Tonumuzu Değil // Çeviri”
Her yazınızı, her çevirinizi okuduktan sonra tekrar teşekkür etmek istiyorum sizlere…
İmza: Birden fazla insanın ses tonunu eğitmeye çalışmış ve böylece iyi bir şey yaptığını sanmış birisi.
Bu konuyu anlamamı sağladığınız için minnetle…