Duygusal çöküşler ve öfke/tutturma krizleri birbirinden çok farklı kavramlar olsa dahi sıklıkla birbirleriyle karıştırılıyorlar. Bu sebepten ötürü bu farkları olabildiğince kısa bir şekilde açıklamak istiyorum.
Duygusal çöküş
1- İstemli değildir
Duygusal çöküşler karar verilerek yapılmazlar. Tamamiyle istemsiz gelişirler ve gerçekleşmeye başladığı zaman durdurması kolay değildir.
2- Bir şeyi elde etmek için yapılmaz
Duygusal çöküşler bir şeyleri elde etme amaçlı yapılan şeyler değildir. Stres, acı ve buna benzer olumsuz duyguların dayanılamayacak hale gelmesi yüzünden ortaya çıkarlar.
3- Stres ve acı yüzünden ortaya çıkar
Duygusal çöküşler acı ve stres kaynaklıdır. Sıklıkla çevreden gelen uyaranların acıya sebep olması yüzünden veya bir durumun ciddi stres yaratması yüzünden ortaya çıkabilirler. Duygusal çöküş yaşayan kişiler başa çıkamayacakları kadar stresle uğraştıkları için bu durumu yaşarlar.
4- Yaşandığında kolay kolay geçmez
Duygusal çöküşler yaşandıktan sonra etkisi görülmeye devam eder. Kişi duygusal çöküş geçirdikten sonra hemen sorunsuz bir şekilde normal hayatına devam etmekte zorlanır.
5- Sonrasında kişi genelde yorgun olur
Birçok duygusal çöküş geçiren kişi olay yaşandıktan sonra çok uzun saatler boyunca uyur veya uyumasa bile hiçbir şey yapmaya enerjisi kalmaz.
6- İlgi çekme niyetiyle gerçekleşmez
Duygusal çöküşlerin sebebi ilgi çekme ihtiyacı değildir. Sürekli kendine ilgisiz davranılan otistik bir çocuk bu etken diğer etkenlerle birleşince dayanamayıp duygusal çöküş geçirebilir, ama bu direkt ilgi çekmek için bir şey yapmaktan daha farklı bir durum.
Tutturma/öfke krizi
1- İstemli olabilir
Öfke/tutturma krizi geçiren kişi birçok zaman nasıl, nerede ve ne zaman bunu yapacağına karar verebilir. Duygusal çöküşten farklı olarak bunu yaşayan kişinin sahip olduğu kontrol daha fazladır.
2- Bir şeyi elde etmek için yapılabilir
Birçok zaman istenen bir şeyi (bir eşya, bir ödül) elde etmek için yapılabilir. Duygusal çöküşten farklı olarak kişi ne istediğini bildiği ve nasıl buna ulaşabileceğini bildiği için kontrollü bir şekilde bu davranışı göstermesi mümkündür.
3- Stres yüzünden veya başka sebepler yüzünden ortaya çıkabilir
Tutturma/öfke krizleri de gayet stresli deneyimler olabilir ama duygusal çöküşlerden biraz farklı olarak tutturma/öfke krizleri aşırı stres yüzünden tüm kontrolü kaybetme şeklinde yaşanmaz. Ayrıca stres dahil olmadan başka sebepler yüzünden de bu durum ortaya çıkabilir.
4- Yaşandığında kolay bir şekilde geçebilir
Tutturma/öfke krizi yaşayan birçok çocuk bunu bir şeyi elde etmek için yaptıysa istediği şey kendisine verildiğinde hayatına gayet normal bir şekilde devam edebilir. Duygusal çöküş söz konusu olunca genellikle sonrasında hayata devam etmek çok daha zordur.
5- Sonrasında kişi yorgun olmayabilir
Tutturma/öfke krizlerinden sonra kişi yorgun olabilse dahi bu her zaman yaşanan bir şey değildir. Aksine tutturma/öfke krizinden sonra kişinin ihtiyacı hemen karşılandıysa yorgun olmak yerine gayet enerjik bir şekilde hayatına devam edebilir.
6- İlgi çekme niyetiyle gerçekleşebilir
Tutturma/öfke krizleri bu davranışın ilgi getireceğini bilerek ve kontrollü bir şekilde bunu yapacak şekilde gerçekleşebilir.
Bu konuda unutulmaması gereken şey şu: Özellikle çocuklar söz konusu olduğunda ilgi çekmeye çalışmak ve ilgiye ihtiyaç duymak aşırı normal bir davranıştır. Bu yüzden bir çocuğun ilgi çekmeye çalışmasını çok kötü bir şeymiş göstermemek çok önemlidir.
Bu farklar listesini yazarken şunu belirtmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum: Çocukları suçlamamamız gerekiyor. Bu listenin sanki tutturma/öfke krizi çok kötü bir şeymiş ve duygusal çöküş çok masummuş imajı çizebileceğinin farkındayım. Halbuki ikisi de kendi içinde gayet masum durumlar. Yalnızca farklılar ve bu farkların bilinmemesi ciddi yanlışlara sebep olabiliyor. Bazı kişiler otistik çocukların duygusal çöküşlerini öfke/tutturma krizleri ile karıştırıp ona göre tepki verdiğinde ciddi travmalar oluşabiliyor. Bu listenin amacı bu zararları olabildiğince engellemeye çalışmak, gelişimlerine uygun bir şekilde ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan çocukları kötü göstermek değil.