
Konuşamayan bir otistik olarak çoğu zaman kızgındım çünkü herkes gibi değildim. Zaman otistik benliğimle gurur duymamı sağladı. Evet, hayatın zorlukları var, ama herkesin de zorlukları yok mu?
Gregory Tino*
Otistik çocuk herkes gibi olmak istiyordu. Arkadaşlarıyla konuşabilmek, araba kullanabilmek ve insanların onun ne kadar zeki olduğunu fark etmesini istiyordu. Başkalarını kıskanıyordu çünkü her şey herkes için çok kolay görünüyordu ama onun için zordu. “Hayatım neden bu kadar zor?” diye yakınıyordu. “Diğerleri gibi olmak istiyorum. Onların hayatı çok kolay.” Otistik çocuk o gece uyuyana kadar ağladı.
Tanrı o gece çocuk için üzülmüş ve uyurken çocuğun otizmini silmiş. Ertesi gün çocuk uyandı ve otizmin ortadan kalktığını fark etti. Çocuk arkadaşlarıyla konuşabiliyor, araba kullanabiliyor ve insanlar artık onun zeki olduğunu düşünüyordu. “Bu harika” diye düşündü çocuk. “Hayat şimdi harika olacak.”
Ancak otizm ve çocuk birbirlerini çok özlemeye başladılar. Çocuk keskin duyularını ve inanılmaz yeteneklerini özlüyordu. Ve özellikle müzik çaldığında sinestezisini özlüyordu. Çocuk anladı ki hayat sizin ondan ne yaptığınızdır. Bu yüzden eski otistik haline dönmek için Tanrı’ya dua etti.
Ertesi gün otizm geri dönmüştü ve çocuk mutluydu! Bir zamanlar otizm bir yüktü, şimdi ise bir nimetti. Böylece çocuk araba yerine bisiklete binmeyi öğrendi. Bir harf tahtası kullanarak iletişim kurmayı öğrendi ve sonunda arkadaşlarıyla konuşabildi. Ve harf tahtası sayesinde insanlar artık onun ne kadar zeki olduğunu görüyordu. Çocuk, hayattaki zorlukların sizi hayatınızı daha iyi hale getirmek için teşvik ettiğini fark etti.
Orijinal metin: https://neuroclastic.com/autistic-boy-who-became-typical/
*Gregory Tino sözel olmayan ve apraksisi olan otistik bir yazar. Yazılarına kendi blog sayfası üzerinden ulaşabilirsiniz, ayrıca Tino’nun Amazon’dan yayınlanmış iki kitabı var.