Birçok otistik kişi duyusal aşırı hassasiyet denilen bir durum yaşar. Duyusal aşırı hassasiyet deneyimleyen bir kişi çevredeki ses, dokunma, koku gibi uyaranları ortalama bir kişiden çok daha fazla yoğun bir şekilde algılayabilir. Ses hassasiyeti denilen durum birçok otistiğin yaşadığı ve hayatlarını etkileyen bir durum. Bu yüzden bu yazıda otistiklerin ses hassasiyetini deneyimlediklerinde ne gibi tepki verebiliceklerini ve bu tepkilerin sebeplerini açıklamaya çalışacağım.
1 – Sesli ortamlardan kaçınma
Birçok otistik kişi için sesli ortamlar başlı başına stres ve fiziksel acı kaynağı. Birden fazla sesin üst üste binmesi, farklı yükseklikte seslerin aynı ortamda bulunması birçok otistik için ciddi anlamda dayanılmaz bir deneyim. Farklı seslerin üst üste binmesi duyusal hassasiyetleri yüksek olmayan kişiler için genellikle ciddi bir problem değil çünkü duyusal hassasiyet yaşamayan birçok kişi bir süreden sonra tüm farklı sesleri tek bir uğultu şeklinde duymaya başlayıp, uğultuyu başlı başına görmezden gelebiliyor.
Ses hassasiyeti olan nöroçeşitli kişiler içinse bu doğru değil. Ses hassasiyeti yüksek olan birçok kişi, ne kadar çabalarsa çabalasın çevreden gelen sesleri çok yüksek bir sesle duyduğundan ve bu sesleri asla görmezden gelemediğinden bahsediyor. Yüksek sesli ve birden fazla karmaşık sesi barındıran ortamlar görmezden gelememe ile birlikte birçok otistik çocuğun fiziksel olarak canının yanmasına sebep olduğu için, ses hassasiyeti olan otistiklerin bu tarz ortamlara girmemek için ciddi çaba göstermesi veya “olay çıkarması” anlaşılır ve sık görülebilir bir durum.
2 – Ses hassasiyeti neticesinde seslere yoğun tepki verme
Otistik çocukların kulaklarını kapatması, sesli ortamlarda ağlama veya bağırma davranışlarını göstermesi çok sık görülen bir durum. Bu tarz tepkilerin ana sebebi aslında ayağınızı bir yere çarptığınızda bağırmanız veya ağlamaya başlamanızla aynı sebepten geliyor: Acı ve stres. Yüksek ve karmaşık sesler birçok otistik kişide ciddi baş ve kulak ağrısına sebep oluyor, ve bu sesleri görmezden gelmek de mümkün olmadığı için stres oranı arttıkça artıyor. Otistik çocuğu olan birçok aile çocuklarının neden sese karşı bu şekilde tepki verdiğini anlamakta zorlanabiliyor. Bu sebepten ötürü otistiklerin sese verdiği tepkinin nereden geldiğini bilmek, iletişimi çok daha kolaylaştıracak ve ilişkiyi güçlendirecek bir durum.
3 – Başka kimsenin duymadığı seslerden bahsetme
Bu madde otistik çocukların en çok anlaşılmadığı ve en çok “dikkat çekmeye” çalışmakla veya “şımarıklıkla” suçlandığı durum olabilir. Birçok otistik insan için sese karşı hassasiyet çok fazla duymak manasına geliyor. Bu yüzden sese karşı hassasiyeti olan otistikler mutfaktaki buzdolabının çıkardığı sesi, lambadan gelen vızıltıyı, çok uzaktan gelen araba seslerini sürekli olarak duyuyorlar. Sese karşı hassasiyeti olayan nörotipikler ise bu seslerin çoğunlukla farkında dahi olmuyor. Otistikler sürekli olarak buzdolabının sesini duyup, bu yüzden her gün ciddi stres yaşarken ve hatta belki o ses yüzünden uykusuz kalırken, nörotipikler o sesi yakından dahi duyamayabiliyor. Tüm bu koşullar birleşince, zaten norm olmaya alışık nörotipikler çevrelerindeki otistikleri yalan söylemekle veya abartmakla suçlayabiliyor.
Halbuki çevreden gelen uyaranları algılama biçimimiz her zaman subjektif ve her zaman kişinin beynine özeldir. Bazı kişiler bir odadaki lambanın çıkardığı vızıltıyı bile duyup ondan rahatsız olurken, bazı kişiler değil sesten rahatsız olmak, kendilerini rahat hissetmek için sürekli olarak aşırı yüksek sese ihtiyaç duyabilir. Bu yüzden otistiklerin uyaranları algılama şekline saygı göstermek, ve onların deneyimlerinin garip veya saçma olmadığını akılda tutmak her zaman çok ama çok değerli. Farklı duyusal hassasiyetleri kavradıkça birçok farklı grup insanın hayat kalitesini arttıracak işler başarabiliriz. Fakat zaten “normal” olarak görülen bir grubun uyaranları algılayışını da norm yapmak, geride kalan herkese zarar vermektir.
4 – Ses hassasiyeti yüzünden bazı kişilerle konuşmayı reddetme
Bu daha az sıklıkta konuşulduğunu gördüğüm bir durum olsa da, ses hassasiyeti çok fazla olan otistiklerin bazı kişilerle konuşmayı reddetmesi aslında çok anlaşılır bir davranış. Bazı insanlar bağırarak konuşur, bazı insanlar sesini bazen çok alçaltarak bazen de çok yükselterek konuşur, bazı insanların ses tonu bazı otistikleri rahatsız edebilir.
Burada unutulmaması en önemli nokta şu ki, belirli bir şekilde konuşmak kimsenin suçu veya illaki düzeltmek için uğraşması gereken bir şey değil. Bazen bazı kişilerin doğal ihtiyaçları birbiriyle çalışabildiği için belirli sorunlar ortaya çıkabiliyor, ama bu illaki bir kişinin değişmesi gerektiği manasına gelmiyor. Fakat yine de özellikle otistik çocukları anlamak için çaba gösteriyorsak, bazı otistik çocukların bazı konuşma tonlarından ve konuşma yüksekliğinden nasıl da kaçındığını konuşmak önemli. Özellikle ses hassasiyeti çok yüksek olan ve sosyal normlarla arası çok iyi olmayan otistik çocukların tonunu sevmediği insanlardan kaçmaya çalışması çok aşırı sık olmasa da görülebilecek bir durum.
5 – Yüksek sese maruz kalınca agresifleşme
Otistik çocuğu olan ailelerden en sık duyduğum şikayetlerden bir tanesi çocuklarının yüksek sese maruz kalınca sinirlenmesi veya “ortada hiçbir durum yokken birden bire agresifleşmesi”. Bu noktada özel olarak ortada hiçbir durum yokken agresifleşme noktasına odaklanmak istiyorum. 3. madde de bahsettiğim gibi, ses hassasiyeti olan kişiler sıklıkla başka hiç kimsenin duymadığı veya umursamadığı seslerden çok ciddi bir şekilde etkileniyor. Belki günlerdir, belki saatlerdir kendisine çok zarar veren bir sesle uğraşmış, ama kimse tarafından yaşadığı durum fark edilmemiş otistik bir çocuğun sinirlenmesi ve kötü tepki vermesi çok da şaşırtıcı bir durum değil.
Bu durumda sebebin ses hassasiyeti olma ihtimali her zaman göz önünde bulundurulmalı ve gerekirse buna göre çocuğa belirli başa çıkma mekanizmaları öğretilmeye çalışılmalı ki, iş patlama noktasına gelmeden çözülebilsin.
Bu noktada işe yarayabilecek bazı tavsiyeler çocuğu bir şeyden rahatsız olunca söylemeye teşvik etmek, ses kesici kulaklık kullanmak ve çocuğu stim yapmaya teşvik etmek gibi şeyler olabilir. Bu konuda ne yapılmasının işe yarayabileceği çok uzun bir konu olduğu ve çok detay gerektirdiği için şimdilik bu konuyu başka bir yazıya bırakıyorum.
6 – Sesli ortamlardan çıktıktan sonra aşırı yorgunluk
Birçok otistik insan sesli ortamlardan çıktıktan sonra ciddi bir yorgunluk ve tahammülsüzlük hali yaşıyor. Duyusal hassasiyetler insanın enerjisinin çok çabuk bir şekilde emilmesine sebep olan durumlar.
Sevdiğiniz otistik kişi iletişimde zorluk veya deneyimlerini adlandıramama yüzünden kendisi size duyusal hassasiyet yaşadığını iletemiyorsa, sesli ortamlara girdikten sonra nasıl tepki verdiğini izlemek bu hassasiyeti anlamak açısından çok faydalı olabilir.
Eğer otistik yakınınız sesli bir ortamdan çıktıktan sonra uzun süreler uyuma ihtiyacı hissediyorsa, sinirleri gergin gözüküyorsa ve çevreden gelen uyaranlara karşı çok daha tahammülsüz oluyorsa sese karşı hassasiyet deneyimliyor olabilir.
Bunlardan ayrı olarak duyusal hassasiyet yüzünden yaşanan yorgunluk illaki kendisini uyuyarak göstermeyebilir. Duyusal yorgunluk yaşayan kişi uzunca bir süre karanlık ve sessiz bir odada kalma ihtiyacı hissedebilir, normalde konuşarak iletişim kurmasına rağmen konuşamamaya başlayabilir veya sesli ortamlardan çıktıktan sonra çok kolay bir şekilde ağlamaya başlayabilir. Bu tarz davranışlara dikkat etmek, otistik yakınınızın ne deneyimlediğini anlamanızı çok kolaylaştırabilir.
7 – Sesin acı verdiğinden bahsetme
Sesin acı vermesi maddesi çok daha karışık ve iyi şekilde analiz edilmesi gereken bir konu. Her ne kadar duyusal hassasiyetler yüzünden sesten acı duymak mümkün olsa da, bazen kulakta var olan fiziksel sebepler yüzünden de acı hissetmek gayet mümkün. Bu yüzden bunun duyusal acı olup olmadığına karar vermeden önce otistik yakınınızla doktora gidip kulak muayenesi olmak ve gerçekten fiziksel bir sorun olup olmadığı kontrol ettirmek çok ama çok önemli. Fiziksel bir sorun olmadığı muayeneler sonrası kesinleştikten sonra kişi hala sese karşı ciddi tepki veriyorsa ve sesin başını/kulağını vs. ağrıttığından bahsediyorsa, o zaman duyusal acı ihtimalini göz önünde bulundurmak önemli. Birçok otistik kişi yüksek sese maruz kaldığında kulaklarının acıdığından ve uğuldadığından, başının patlayacakmış gibi hissettiğinden ve genel olarak fiziksel acı çektiğinden bahsediyor. Tüm fiziksel muayeneler temiz çıktıysa, otistik yakınınızın bahsettiği bu acı duyusal temelli olabilir.
8 – Okula gitmeyi reddetme
Okula gitmeyi reddetme davranışı bu yazıdaki tüm maddeler düşünüldüğü zaman aslında gayet kendince mantıklı ve duyusal hassasiyetin sonucu olabilecek bir davranış.
Birçok otistik kişi sesli ortamlarda acı yaşar, ve okullar hem ses, hem dokunma, hem ışık, hem de komu açısından duyusal en kötü ortamlardan bir tanesi olabilir. Okullar çoğu zaman çok gürültülüdür, bir sürü ses üst üste süte biner, arada alakasız çığlık sesleri gelir, teneffüs zamanının geldiğini belirtmek için sık sık ziller çalar ve gürültüyü bastırmak için öğretmenler sıklıkla sesini yükseltir, ama çoğunlukla başarılı olamaz.
Tüm bu koşullar birleştiğinde duyusal hassasiyeti olan otistik bir çocuk için okul başlı başına enerji emici bir cehennem gibi hissettirebilir. Otistik çocuklar okula gittiklerinde duyusal acı yaşayabilir ve eve geldiklerinde enerjileri çok düşmüş olabilir.
Enerjileri çok azaldığı için uzunca süre uyuma veya karanlık bir odada kalma ihtiyaçları artabilir, bu ihtiyaç da ödevlerinden geri kalmalarına sebep olabilir.
Birçok otistik çocuk mükemmeliyetçi ve çevrelerindeki yetişkinleri mutlu etmeye çok odaklı çocuklardır. Bu yüzden hem sürekli okulda çok yoğun stres yaşayan, hem de enerjilerinin azlığı yüzünden ödevlerini yetiştiremeyen otistik çocuklar, belirli bir süreden sonra okula gitmeye karşı çok ciddi şekilde isyan etmeye başlayabilir.
9 – Ses Hassasiyeti Sonucu Kulakları kapama
Yüksek seste kulakları kapama davranışı sese karşı hassasiyette en sık şekilde görülen, neredeyse klişeleşmiş bir davranış biçimi. Birçok otistik kişi yüksek sese maruz kaldığında yaşadıkları sıkıntıyı azaltmak için kulaklarını kapatma yoluna başvurur.
Bu tarz davranışlar o kadar sık bir şekilde görülebilir ki, bazen bu davranışlar çocuğun otistik olup olmadığını belirleme konusunda da yol gösterici olabilir. Fakat unutulmaması noktalardan birisi şu, her duyusal hassasiyeti olan çocuk kulaklarını kapama davranışı göstermez, ve hatta her duyusal hassasiyeti olan kişinin ses hassasiyeti vardır diye bir sonuca da varılamaz.
Yüksek seslerde kulağını kapatan yakınınızın ses hassasiyeti deneyimliyor olma ihtimali yüksektir, ama kulaklarını kapamaması duyusal hassasiyeti olmadığı anlamına gelmez.
10 – Belirli seslere karşı özel hassasiyet (motor, alarm vb.)
Sese karşı hassasiyetin kaynağı her zaman sesin yüksekliği değildir. Bazen sese karşı hassasiyet belirli seslerden ne kadar yüksek veya alçak sesli olursa olsun nefret etme ve çok ciddi şekilde rahatsız olma şeklinde ortaya çıkar. Birçok otistik çocuk motordan, arabadan, balondan korkma tarzı davranışlar gösterir. Bu nesneleri görünce bağırmaya veya ağlamaya başlayabilirler. Bu tarz davranışların binlerce farklı sebebi olması mümkün olsa bile, birçok zaman bunun sebebi duyusal hassasiyet kaynaklıdır. Balonun patlaması, motorun çıkardığı tırtıklı ses, arabadan gelen egzoz sesi ciddi rahatsızlık yaratabilir. Bu yüzden otistik kişiler bu tarz sesleri yaratan nesnelerden ne pahasına olursa olsun kaçmayı tercih edebilir. Elbette sesinden rahatsız olunan nesneler yalnızca motor veya balon sesi değil. Bazen bir sandalyenin sürtülme sesi, bazen buzdolabından gelen ses, bazen konuşan bir insanın sesi otistik kişinin özel olarak rahatsız olduğu, ve özel olarak kötü tepki vermesine sebep olan bir ses olabilir.
Hakkında yorum “Otistiklerde ses hassasiyeti kendini nasıl gösterir? ”
Merhaba çok kıymetli bir yazı. Benim oğlumda da ses hassasiyeti çok fazla. Merak ettiğim konuları çok güzel ifade etmişsiniz. Emeğimize sağlık