Otistik Çocuk Annesi Arzu Koşar Sever ile Özel Eğitim Üzerine Bir Röportaj

Betimleme Metni : Beyaz arkaplan önünde bir el avuç içi gözükecek şekilde duruyor ve başka bir el ise bileğinden tutmuş.

İlk başta biraz özel eğitimle ilgili deneyimlerinizden bahsedebilir misiniz?

O zamanki tanısını veren doktor çocuk nöroloğuydu. Özel eğitim merkezine gittik çünkü derhal özel eğitime gitmemiz gerektiğini söylediler. Çocuğum o zaman 2 buçuk yaşındaydı, yerde oturuyordu masaya oturmak istemiyordu. Sonuçta ilkokula gidince masada oturması gerekecek ona masada oturmayı öğreteceğim dediler.  

Neden şimdi olması lazım diye sordum ama öyle olacak dediler ve sonrasında eşleme dersleri vermeye başladılar.

Sürekli aynı şeyler. Bunun aynısını eşle diye bağırarak ve emir kipiyle bir şeyin eşlenmesini isterler çocuk da alır onu eşler. Çocuk bunun neden yapılması gerektiğini bilemez sadece verilen komutları yerine getirir. Yanlış yapınca da 1 saat-45 dakika boyunca çocuk doğrusunu yapsın diye tekrar tekrar aynı şey istenir. 

O dönem çocuğum sayılara falan çok meraklıydı sayıları çamaşır makinesinde görür okurdu, sokakta görürdü plakayı okurdu. O zamanki özel eğitimde olan psikolog kadın sakın sayıları okutmayın, dikkatini yalnızca ona veriyor istemiyorum sakın okumasına izin vermeyin dedi. Biz de okumamasını istedik. Halbuki o dönem çocuğum harfleri de gösterip okumaya başlamıştı. Onları da okutmayın dediler biz de okutmadık. Şimdi çocuğum ergenlik çağında ve hala sesli okuma yapamıyor. 

Bunun dışında çocuğa boyama verirlerdi ama asla taşırmasına izin vermezlerdi. Böyle olunca çocuk boyamadan da soğudu. 

İlerleyen zamanda bazen çocuğum tüm ders boyunca ağlardı. Durmadan ağlardı. Buna rağmen hocası gururla gelip “Ağladı ama yaptırdım” derdi. E aferin sana, bunu yaptın da ne oldu? 

Biz yaklaşık 6 sene önce özel eğitime gitmeme kararı aldık çünkü bu anlattıklarım özel eğitimin çok küçük bir kısmı başka şeyler yaşayan arkadaşlarımın anlattıklarını da aktarabilirim.

Bir arkadaşımın çocuğu sesten çok korkuyordu. Sözde konuşma terapisi için bir özel eğitim merkezinde terapist çocuğa o kadar çok bağırıyormuş ki çocuk önceden bildiği birkaç kelimeyi de söylememeye başladı. 

Düşünsenize bir çocuğu küçükken alıyorsunuz, bir masaya oturtuyorsunuz ve hatta bu masayı çocuk içinden çıkamasın diye duvara yaslıyorsunuz, çocuğa ne olduğunu neden yapması gerektiğini bilmediği kartlar gösteriyorsunuz ve bunu saatler boyunca yapıyorsunuz. Böyle böyle çocukları eğitimden soğutuyorlar.

Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar.

Karşılaştığınız ebeveynlerin UDA ve genel olarak özel eğitim hakkında düşünceleri nasıl?

İlk zamanlar UDA kanıta dayalı tek yöntem olarak görüldüğü için büyük bir hayranlıkla bakılıyordu ama ben son yıllarda bazı kişilerin bu yöntemi biraz daha sorguladığına şahit oluyorum. 

Bir de pekiştireç konusu var. Bu konuyu az önce atladım ama en gıcık olduğum konulardan bir tanesidir. Pekiştireç diye bir şey var UDA’da. Pekiştireç için çocuğun bir şey yapmasını isterler, sonra çocuk bunu yapınca sevdiği bir şeyi çocuğa vermezler bile direkt kendileri çocuğun ağzına tıkarlar. 

UDA ve genel olarak özel eğitim sürecinde çocuğun çok bağlı olduğu bir nesnenin alınıp onun pekiştireç olarak kullanıldığını gördünüz mü?

Tabii ki. Duyduklarım ve gördüklerim arasında böyle olaylar var. Hatta ceza olarak çocuğun çok bağlı olduğu nesnenin elinden alındığını duyduğum da çok oldu.

Şimdiye kadar özel eğitim alınırken çocukların bağlandığına veya ellerinin kollarının sık bir şekilde tutulduğuna şahit olduğunuz mu?

Tabii bağlama olayı da duyduğum bir olay. Zamanında dahil olduğum bir Facebook grubunda bir anneanne sürekli sandalyeden kalktığı için otistik torununu özel eğitimcinin bağladığını söylemişti, biz de olur mu öyle şey dediğimizde “Ne olacak sürekli kalkıp halıya oturuyor ne yapalım” demişti. 

Bunun dışında ceza olsun diye çocukları bir odada bekletmek, altına yapan çocuğu soğuk su ile yıkamak da anlatan kişilerden duyduğum olaylar. 

Bu son anlattıklarım daha nadir olsa da bağlama olayı çok da nadir görülen bir şey değil. 

Kendi çocuğumun başına gelen bir şeyi anlatayım: Biz karşıda bir yere terapiye gitmiştik. O dönem çocuğum elini ısırıyordu. Bana dediler ki elini alın ve o kadar sert bir şekilde masaj yapın ki çocuk elini ısırmaya yanaşmasın.

Ben bazen çocukların otistik olmasının bu tarz şeyleri yapma konsunda insanlara cesaret verdiğini düşünüyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?

Tabii ki öyle. Zaten her türlü bu davranışlara ortam veriliyor. Çocuğu alıyorsunuz özel eğitimcilere götürüyorsunuz ki özel eğitimciler çocuğu düzeltsin. Çocuk yamuk sanki. Özel eğitimcilere deniyor ki bu çocuğu düzeltmek için ne gerekiyorsa yap. Özel eğitimciler de dediğimi yapsın da ne olursa olsun mantığı ile ilerliyorlar. Çok kötü bir ortam var.

Özel eğitimde çocukların istemedikleri şeyleri yapmaya fiziksel olarak zorlandıklarını gördünüz mü? Örneğin, oyuncak toplamak istemeyen bir çocuğun ellerinden tutarak zorla toplatmak.

Tabii ki! Tabii ki hem de defalarca kez. 

Sadece o değil, mesela çocukların masadan çıkmasına hiç izin verilmez 45 dakika boyunca. Çocuk ağlar, kendini yere atar ve buna rağmen çocuk o kriz anındayken zorla masaya oturtulur ve o gün ne yapılacaksa zorla yapılır. Asla çocuk bugün iyi değil, bugünlük bunları yapmasın denmez, bu o kadar nadir rastladığımız bir şey ki. 

Özel eğitimcilerin tutturma krizleri ile duygusal çöküşleri ayırt edebildiklerini düşünüyor musunuz?

Hiç zannetmiyorum, hayır hiç zannetmiyorum. Hatta duygusal çöküşleri de şımarıklık olarak görüyorlar. Hatta özel eğitime giden çocuk biraz büyük yaşlardaysa çöküş geçirdiği an çocuğu duvara sıkıştırırlar veya çöküş anında çocuğun üstüne oturan özel eğitimciler de var. Çocuğun üstüne oturma sebebi olarak bunun çocuğu sakinleştirdiğini söylüyorlar genelde. 

Özel eğitimde sık sık çocukların kişisel sınırlarına girerek çocuklara dokunulduğuna şahit oldunuz mu?

Örneğin, çocuğa göz teması kurdurmayaçalışılıyorsa çocuğun başını zorla tutup kaldırarak göz temasına zorlamak vb.

Tabii ki. Örneğin arkasına geçerek ve elini tutarak çocuğa zorla istemediği bir şey yaptırmak, sürekli olarak bağırma çağırma. Bu tarz şeyler çok sık gördüğümüz olaylar. 

Bunun dışında konuşma terapisinde yanlış kelime söyleyen çocukların ağzının iki parmakla bastırarak kapatıldığını da gördüğüm oldu. 

UDA ve genel olarak özel eğitim sürecinde çocuk doğru bir şey yapınca pekiştireç verip, yanlış bir şey yapınca “Hayır!” diye bağırma şahit olduğunuz bir şey mi?

Evet. Hem de çok sık bir şekilde. Bu benim oğluma da uygulanan bir yöntemdi. Hata yaptığı anda “Hayır! Yanlış!” diye bağırırlardı evet. 

Şimdi bunun ne kadar kötü olduğunu görüyorum ama önceden doğru olanın bu olduğunu zannettiğim için hiçbir tepki veremiyordum. Tabii bu birkaç sene önceydi. Şimdi bağırma konusunda bilinçlenmiş ve daha iyi hale gelmiş olma ihtimalleri var. Ama evet benim çocuğuma bağırıldı yanlış yaptığı zamanlarda. 

Şunu da söyleyeyim, biz özel eğitime gitmeden önce benim oğlumun konuşması gayet iyi bir haldeydi. Bunun dışında ilgi alanları hakkında bir şeyler diyebiliyordu ama özel eğitimde her yanlışında bağırıldığı için bir süreden sonra çok konuşmamaya başladı. Özel eğitim olmasaydı benim çocuğum daha iyi halde olabilirdi diye düşünüyorum.

Özel eğitim sürecinde çocuklara hayır demenin yasaklandığına şahit oldunuz mu? 

Çocuklar genelde konuşamayan çocuklar olduğu için direkt evet hayır demek yasaklanmazdı ama eğer çocuk bir şeyi yapmak istemiyor ve itiraz ediyorsa bile zorla yaptırırlardı. Çocuklar öyle istedikleri gibi bir şeyi yapıp yapmamaya karar veremezdi. Gerekirse uzun süre o konu üstünde durulur zorla yaptırılırdı. 

UDA’nın ve genel olarak özel eğitimin çocukları sıklıkla travmatize ettiğini düşünüyor musunuz?

Kesinlikle. Bu sürecin başından sonuna kadar çocukları travmatize etme ihtimali olduğunu düşünüyorum. Bu aslında çok açık.

Benim çocuğumu özel eğitimden alayım mı almayayım mı diye düşünme sürecim neredeyse 1 sene sürdü. Şimdi geriye dönüp bakınca yaşananların çok yanlış olduğunu görüyorum ama önceden bana sürekli mutlaka özel eğitime gitmelisin diyorlardı. Benim çocuğumu özel eğitimden almam da akıntıya karşı gitmek gibi bir şeydi.

Özel eğitim konusunda başkalarından farklı bir yol izleyen ebeveynlerin suçlu hissettirildiklerini düşünüyor musunuz?

Tabii ki öyle. Şöyle anlatayım, biz diyelim psikiyatriste gidiyoruz, bize hemen özel eğitim konusunu soruyorlar, ben “Gitmiyoruz” dediğimde de hemen “Nasıl gitmiyorsunuz, mutlaka gitmeniz lazım” tarzı şeyler diyorlar. 

Böyle anlarda ben de açıklamaya çalışıyorum gitmiyoruz çünkü iyi değildi, gitmiyoruz çünkü oğluma iyi gelmedi hatta birçok açıdan travmatize etti vs. Ben böyle dediğim anda hemen “Siz kötü yere gitmişsiniz sakın özel eğitimden çocuğunuzu mahrum bırakmayın, mutlaka özel eğitime gitmeniz gerekiyor” tarzı şeyler söylüyorlar hem de hepsi öyle şeyler söylüyorlar. 

Kiminle konuşam bana herkes özel eğitimsiz olur mu diyor, asla başka bir seçenek olabileceğini kabul etmiyorlar. 

Annem bile televizyondan otizmle ilgili şeyler izleyip bana şunu bunu yap diyordu. 

Bunun dışında otistik çocukların belirli davranışlarını durdurma olayı çok yaygın olduğu için çevremdekiler bana sürekli “Bak çocuğun ellerini çırpıyor ellerini indir, bak gözüne bakmıyor gözüne baktır” tarzı şeyler söylüyorlardı. Ben de istemiyorum deyince “Ama olmaz ki öyle” diyorlardı. Bu ortamda sürekli kendimi suçlu hissediyordum. Suçlu hissettirmek için uğraşıyorlar sanki. Sürekli dedikleri şey eğer bizim dediğimizi yapmazsan çocuğunu kaybedersin. Böyle bir ortamda bilinçli karar vermek çok zor. 

UDA’nın ve genel olarak özel eğitimin çocukları istismar edilmeye daha açık hale getireceğini düşünüyor musunuz?

Düşünsenize o ortamda çocuğa fiziksel olarak müdahalede bulunuyor, çocuk hayır dediğinde dinlemiyor, çocuğa bir şey istendiğinde hemen yapmayı öğretiyor, bence çocuk istismara daha açık hale gelir tabii ki. Çocuk kendinden büyük ve emir kipi ile konuşan herkesin dediğini yapması gerektiğini öğreniyor, kendisinden büyüklerin vücuduna dokunabileceğini öğreniyor, istenileni yapmayınca bağırılmanın ve cezalandırılmanın olağan bir şey olduğunu öğreniyor. Çocuk tabii istismara daha açık hale gelir. Zaten bizim çocuklarımız daha savunmasız, bu tarz şeyler çocuklarımızı biraz daha istismara açık hale getiriyor.

UDA ve özel eğitim alan çocukların zararsız stimlerinin bastırıldığına şahit oldunuz mu?

Tabii ki! Ben bir ara özel eğitim merkezine gitmiştim, orada her çocuk elleri cebinde geziyordu. Çocukları elleri cebinde gezdiriyorlar. Ben de ilk gördüğümde sevimli bulmuştum demiştim Allah Allah bu çocuklar acaba neden sürekli elleri ceplerinde geziyorlar diye, meğer stim yapmasınlar diyeymiş. Her türlü özel eğitim alanında çocukların stim yapmasının engellenmesi çok sık gördüğüm bir şey.

Ellerini çırpan çocuğun elleri zorla yere indirilir, el hemen cebe sokulur, çocuk ayaklarını sallar ayaklarını sallama denir. Çocuklardan çok fazla şey bekliyorlar. 

Bunun dışında çocuğun koşmasına izin verilmemesi, çocuk koştuğunda yakalanıp tutulması da sık gördüğüm bir olay. 

UDA’nın veya klasik özel eğitimin iyi uygulanabileceğini düşünüyor musunuz? 

Açıkçası düşünmüyorum. Ben bu konuda bir eleştiride bulununca hemen siz yanlış kişiden eğitim almışsınız deniliyor ama ben buna inanmıyorum, bence bu kendi başına iyi olmayan bir eğitim şekli. 

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 yorum “Otistik Çocuk Annesi Arzu Koşar Sever ile Özel Eğitim Üzerine Bir Röportaj”