Nörotipiklerin Beni Düzeltmesinden Bıktım! Otistik vs Otizmli : Round 1

Kırmızı ve mavi arka planlar ortada vs yazısının bulduğu yerde birleşiyor. Kırmızı alanda otistik, mavi alanda otizmli yazıyor.

Aktivizme giriştiğimiz andan beri neden otizmli kelimesini kullanmadığımız, neden otistik kelimesini kullanmakta ısrarcı olduğumuz sıklıkla sorulan bir durum. 

Bu oldukça anlaşılır ve şaşırtıcı olmayan bir soru. Uzunca senelerdir otizm aktivizmi otistik olmayan kişiler tarafınca, otistik olmayanların duyguları gözetilerek yapıldığı için otizmli kelimesinin kullanımı oldukça önemli bir unsurdu.

Otistik kelimesini kullanmaktan kaçınmak, her otistik kelimesi kullanıldığında bunu düzeltmeyi görev bilmek bir sevdiğini koruma göstergesiydi.

Otistik kelimesi seneler boyunca ciddi bir aşağılama ve hor görme ifadesi olarak kullanıldı.

Bu aşağılama ifadesine karşı çıkmak da bu sebepten ötürü büyük bir merhamet göstergesi, her vatandaşın yapması gereken bir ödev olarak görüldü. Sonuç olarak, kimse sevdiğine otistik denilsin istemez değil mi?

Bu şekilde düşünüp düzeltmeye çalışanlar kendi içlerinde tutarlıydılar.

Otizm, nörotipik standartlarına göre her haliyle kötü, asla kabullenilemeyecek, asla kişinin bir parçası olamayacak korkunç şekilde hastalıklı olma halidir. Bu sebepten ötürü, bu standart içinde kişiye otizm lafını alıp, kimliğini etkileyecek şekilde bunu yüklemek hakaret olarak görülür.

Elbette tüm bunları biliyorum. Bunu binlerce kez duydum. Binlerce kez empati kurmaya çalıştım ve hatta her ne kadar bu düşüncelere katılmasam da herkes istediğini yapsın ve ‘kimse kimseye karışmasın’ şeklinde ilerledim. Fakat kendim düzeltilmekten, kendimi nasıl tanımlayacağıma karışılmasından, “ben otistiğim ve kendimden bahsediyorum” dediğimde bile beni düzeltmeye çalışan nörotipiklerden sıkıldım. Bu yüzden bu sefer açık ve anlaşılır bir biçimde neden otistik kelimesini kullandığımı, neden otistik kelimesini düzeltmemeniz gerektiğini ve hatta belki neden sizin de otistik kelimesini kullanmaya özen göstermeniz gerektiğini açıklayacağım.

Neden Otistik Kelimesini Kullanıyorum?

Çünkü neden kullanmayayım ki? Elbette bu kadar basit bir argümanla konuyu kapatmayı falan planlamıyorum ama biraz düşünün: Neden siz otistik kelimesinden kaçınırken ben bu kelimeyi kullanmayı tercih ediyorum? Bu fark nerede geliyor olabilir?

Kendimi açıklamam gerekirse, benim otistik kelimesini tercih etmemin en büyük sebebi otizmi hayatımın ve kimliğimin basit bir parçası olarak görmem ve bu yüzden bu kimlik ile kendimi tanıtmakta bir sıkıntı görmemem. Bu tarz kelimeler günlük hayatta hepimizin kullandığı ve otistik gibi damgalaması bol kelimeler hariç kullanmaktan kaçınmadığı kelimeler. Kadın kelimesi mesela veya gey kelimesi veya Kürt kelimesi. Bu tarz kelimeler direkt kişiyi tanımlama, kişinin karakterinin önemli bir parçası olduğunu belli etme üzerine var olan ve neredeyse hepimizin memnun olduğu, özel olarak memnun olmasa bile şikayetçi olmadığı kelimeler. Otistik kelimesine geri dönecek olursak, neden gündelik hayatta bunca kişiyi tanımlayan kelimeleri kullanmakla ilgili bir sorunumuz yokken, konu otizm (veya herhangi bir engel) olduğu zaman kişiyi tanıtan kelimelerden koşarak kaçmaya başlıyoruz?

Ne oluyor da bunca kelimeye hiçbir laf etmeyen koca koca bir sürü insan otistik kelimesini görür görmez ‘otistik değil, otizm spektrum bozukluğu tanısı olan birey diyeceksin’ diye kendini yırtmaya başlıyor? Sanki otistik kelimesini kullanmak bir sürü insanın beynine bozuk demekten daha kötüymüş gibi.

Ne oluyor da bunca insan böyle bir değişim yaşıyor?

Kısaca şöyle açıklayayım: Nörotipikler için otizm kişinin bir parçası değildir ve olması kabul edilemez. Kabul edilemeyecek olmasının sebebi de basit: Çünkü sonuç olarak otistikler zavallı, iç dünyası gelişmemiş, herkesin acıdığı, yaşamaları bile insancıl olmayan canlılardır. Çoğu nörotipiğin gözünde otistiklerin hayatının bir değeri yoktur. Otistik bir kişinin kimliği, yaşanmaya değer bir hayatı, düşünceleri ve duyguları yoktur.

Peki bu bakış açısında göre otistiklerin neyi vardır? Korunmaya ihtiyaçları.

Korunmaya, acınmaya, aşırı insani koşullarda olmasa bile az zarar görerek var olabildikleri bir ortama ihtiyaçları vardır. Nörotipiklerin geneli böyle düşünür.

Otistik olmayan kişiler, genellikle otistiklere karşı ciddi seviyede yetersiz, bazen hiç olmayan seviyede saygı ve insancıllık gösterirler, sonrasında bunu da sevgi veya ‘engelli kardeşimize yardım’ olarak gösterirler.

Tüm bu sebeplerden ötürü nörotipik bir insan, otistik kelimesini, zaten var olan acımasızlığının ve otizm (kaçınılmaz şekilde de otistik kişinin kendisi) hakkında olan kötü düşüncelerinin iyice ortaya çıkması olarak görür.

‘Otizmli kardeşlerimize otistik demeyin’ derler. Çünkü otistik deyince otizm hakkında düşündükleri tüm kötü şeyler, tüm ayrımcılık o kişinin yüzüne yansır ve bu katlanması çok zor bir şeydir.

Halbuki sağlamcılıktan olabildiğince uzak şekliyle otistik kelimesini kullanmak, bu tarz toplumsal korkuları ve otizm hakkında bu kadar derine geçmiş kötü düşünceleri kabullenmeyi içermez. Bir insan otistik olabilir, kadın olabilir, Kürt olabilir. O insan yalnızca vardır. Kimliğinin bir parçası açık açık dillendirildi diye öcüye dönüşmez veya başkalarının korku nesnesi olmaz.

Nörotipiklerin Beni Düzeltmesinden Bıktım

Ben otistiğim. Bu benim için basit bir parçam. Elbette aktivizm yapmaya çalıştığım ve otizm hakkında bilgi vermeye çalıştığım için bu, oldukça sık bahsettiğim ve hakkında konuştuğum bir parçam. Fakat günün sonunda tek gerçek bu. Otizm benim bir parçam. İhtiyaçlarımı farklılaştıran, kişiliğimi etkileyen, insanlarla etkileşimimi etkileyen bir parçam. Hayatımda bu denli etkisi olduğu için bunu sahip olduğum bir şey olarak değil, olduğum bir şey olarak tanımlamak istemem normal. Aynen homoseksüel yönelimi olan birey demek garip geldiği gibi, o şekilde otizmli demek de bana garip geliyor. Bana otizmli denilmesinden hoşlanmıyor, aynı zamanda otizm hakkında konuşurken genel olarak otizmli kelimesini tercih etmiyorum.

Bana göre tüm bunlar oldukça normal ve sıradan şeylerken, elbette benimle etkileşim giren çoğu alistik için bu durum hiçte benim gördüğüm kadar normal değil.

Zannedersem bu sebepten ötürü, nörotipik kişiler tarafınca bana otistik kelimesini kullanmamam gerektiğinin söylenmesi ve kendimi nasıl tanımlayacağım ile ilgili karar sahibi olduklarını düşünmeleri sık karşılaştığım bir durum.

Şimdiye kadar yazının tonunu anlamamış kişiler için biraz daha net açıklayayım: Hayır, otistik bir kişinin kendisini nasıl tanımlayacağına karışma haddini kendinizde bulmamalısınız ve eğer buluyorsanız neden böyle düşündüğünüzle ilgili uzun uzun düşünmeniz gerekiyor.

Benim şahsi olarak en çok yorulmama sebep olan ve en uzaktan bakıp onların adına utandığım olay da bu: Otistikleri, ve genel olarak engellileri kendilerini nasıl tanımlayacakları üzerine düzeltmeye çalışan engelli olmayan kişiler, alistikler. Kendisi otistik olmayan insanların gelip bana dilimi düzeltmemi söylerken nasıl utanmadıklarını da anlayamıyorum. Neden kendinde bu haddi bulan insanlara açıklama yapmam gerektiğinin düşünüldüğünü veya neden günün sonunda kendimi tanımladığım kelimeyi değiştirmesi gerekenin ben olduğumu bilmiyorum.

Bu konuda bildiğim tek bir gerçek var: Bu denli bir özneyi düzeltme hali anlaşılır veya hoş görülebilir bir hal değil.

Kişilerin otizmli kelimesini istedikleri gibi kullanmasına karışma gibi bir planım yok. Bunun dışında otizmli kelimesini kendisini tanımlamak için kullanan insanların var olduğunun da farkındayım. Onlarla gidip tartışma veya onları ‘düzeltme’ gibi bir isteğim yok. Hiçbir zaman da olmadı. Benim sinirlendiğim ve hala nasıl normal görüldüğüne inanamadığım olay engellilerin kendilerini nasıl tanımlaması gerektiğiyle ilgili çok spesifik fikirleri olan, ve bu fikirleri o engellilere karşı bağıra bağıra, kimi zaman duygu sömürüsü yapa yapa söylemekten kaçınmayan o kişiler.

‘Ben özel eğitim öğretmeniyim, ne dediğimi biliyorum. Aileler otistik lafını sevmiyor, o yüzden isteğine saygı duymayacağım’ veya ‘Merhaba ben kesinlikle konudan alakasız bir insanım ve bahsettiğin konunun ciddiliğini görmezden gelmek için otistik lafına takılıp olay çıkaracağım’ tarzı tutumlarla oldukça sık bir şekilde karşılaşıyorum .

Elbette ne yazık ki, denk geldiğim kişiler bu denli açık sözlü kişiler değil. Fakat üstten bakıcılıkları genelde o kadar yüksek seviyede ki, dediklerinin tonunu anlamak benim gibi sözde satır aralarını okuyamayan bir otistik için bile zor değil.

Şaka bir yana, belki bu yazıyı okuyan bazı insanlar için bu argümanlar kulağa mantıklı geliyor olabilir. Bu yüzden bunların neden mantıksız olduğunu da açıklayacağım.

Hayır, Ailelerin Duyguları Pek Umurumda Değil

Açık açık konuşmak gerekirse konu engelli aktivizmi olduğu zaman aileler, ön plana almaktan kaçınacağım bir grubu oluşturuyor. Evet, otizm söz konusu olduğunda ailelerin koşullarının iyileştirilmesi gerektiğine yürekten inanıyorum. Ailelere ücretsiz psikolojik destek, aylık belirli bir miktar para, çocukları bazen emanet edip kendine zaman ayırma için otistik çocukları kabul eden ücretsiz sağlanmış veya çok ucuza olan kreşler, benim hayallerimin çok büyük bir kısmını oluşturuyor. Elbette ailelerin hayatını kolaylaştıracak gelişimleri çok istiyorum ve bunun için çalışmaya hazırım. Fakat bunun böyle olması, yine de engellilerin ailelerini engelliğin ana noktası olarak görmediğim gerçeğini değiştirmiyor.

Engelli hakları konusunda çalışmalar yapmak, kararlar vermek, bir şeyin nasıl ve nerede konuşulacağına karar vermek sürecinde, bu sürece aileleri yoğun bir şekilde katıp katmayacağına karar vermek politik bir karardır.

Engelli grupları topluca çocuklaştırılıp, kendi kararlarını vermesi asla mümkün değilmiş gibi gösterilen bir gruptur. Bu önyargı her engel çeşidi için geçerlidir.

Bu sebepten ötürü aileleri engelilik söz konusunu olduğunda ana otorite yapmak, aileleri engellilik alanında engelli kişiden bile daha önemli görmek sorunlu bir düşünce tarzıdır.

Tam da bu sebepten ötürü otistik kelimesi aileleri üzse bile, bu kelimenin kullanılmasının doğru olup olmadığına ailelerin karar verebileceğine inanmıyorum. Elbette gündelik hayatta otizm hakkına konuşurken hangi kelimeyi kullacağı kişinin kararına kalmış bir davranış olsa da, otistik kelimesi yanlıştır gibi bir kanıya varıp bunu kamuya açık alanlarda zorlamaya çalışmak, birkaç nörotipiğin kendi başına karar verebileceği bir şey değil.

Tam bu anda şu soruyu sorabilirsiniz: Ama otistik kelimesinden hoşlanmayan otistik/otizmli kişiler de var?

Buna cevabım şu: Çok doğru ve bu insanlar söz konusunu olduğu zaman ben hiçbir şekilde onları düzeltme, onları kendim gibi olmaya zorlama veya otizmli kelimesini kullandı diye kınama amacım yok.

Engelli olduğunuz zaman kim olursanız olun, kendi deneyimlerinizi kendi istediğiniz gibi, kendi terimlerinizle, kendi rahat edeceğiniz şekilde anlatma hakkınız elinizden alınır.

Bu yüzden mutluluk veren kendini açıklama şekli bulmuş engelli bir insanı düzeltme gibi bir niyetim hiçbir zaman olmayacak.

Evet, açık olmak gerekirse neden otizmli kelimesini bir insanın tercih edeceğini pek anlayamıyorum ama sonuç olarak önemli olan şey benim anlayabilmem veya benim duygularım değil, kendini anlatan kişinin rahatlığı ve huzuru. Elbette bu hangi kelimelerin daha iyi olabileceği konusunda tartışamayacağımız veya birbirimizi anlamak için sorular soramayacağımız anlamına gelmiyor. Bu yalnızca birbirimize nefes alacak alan bırakmamız gerektiği anlamına geliyor.

Otizmli kelimesini kullanan otizmli kişilere karşı yaklaşımım da bu ve karşılığında denk gelmeyi umduğum tutum da bu.

Aslında otistik kelimesinin kullanılması iyi olabileceği ile ilgili de en büyük argümanlardan bir tanesi bu: Bu kelime bazı otistiklere çok rahat hissettiriyor ve gayet mutlu ediyor.

Başka büyük bir sebebe ihtiyaç var mı?

Elbette eğer neden kendinizin de otistik kelimesine dönüş yapmanız gerektiği ile okumak istediyseniz bu yetersiz gelebilir ama en azından kendisini anlatan birisini düzeltmemek söz konusu olduğunda, otistik kişinin otistik kelimesiyle olan mutluluğu bu düzeltmeyi yapmamanız için yeterli.

Hiç kimse engelli kişilerin kendi hayatları ve kendileri hakkında nasıl konuşacağına karar veremez. Bu kararı verebilecek tek kişiler kendi hayatları hakkında konuşan engellilerin kendisidir.

Beni düzeltmeye çalışan nörotipiklerden bıktım. Kendimden bahsederken, bir sorundan bahsederken, arkadaşlarımla sohbet ederken kelimelerimin düzeltilmesinden, kendime ne demem gerektiğinin dikte edilmesinden yoruldum.

Bu yüzden neden otistik kelimesini düzeltmemeniz gerektiği ile ilgili sizlere bu yazıyı yazdım.

Neden bu kelimeden kaçındığınızı anlıyorum, neden bu konuda ısrarcı olduğunuzu ve nasıl da sevdiklerinizi korumaya çalıştığınızı da anlıyorum. Fakat bir insan gerçekten iyi niyet ile hareket ediyorsa yeni bir şey öğrendiğinde bunu uygulamak için de çaba gösterecektir, bunu da biliyorum. O yüzden bu yazının en azından en uygunsuz anlarda “otistik deme” düzeltmesinin yapılmasını engelleyeceğini düşünüyorum.

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir