Yeniden 5. sınıfta olduğunuzu hayal edin. Anneniz sizi okuldan almaya geliyor. “Günün nasıldı?” diye soruyor. Okuduğunuz şeyleri düşünüyorsunuz. Ve öğretmenin söylediği her şeyi. Beraber yemek yediğiniz çocukları. Yapmayı denediğiniz şeyleri.
Gününüzle ilgili söylemek istediğiniz sözcükler aklınızda, ama bir türlü kelimelere dökemiyorsunuz.
Onun yerine size yardımcı olması gereken bir kişi sizin yerinize cevaplıyor. “Bugün teneffüsün sonunda sinirlendi ve bu yüzden kaçmaya çalıştı.” Ve işte tek bir cümleyle aslında güzel geçen gününüz küçük, kötü bir ana indirgenmiş oluyor.
Sıradan konular hakkında ebeveyn ve çocuk arasındaki bilgi aktarma yetisi senelerce beni es geçti. Kendi anlatınızı kontrol edememe hissi her yanıyla insanı ezen bir his. Bu anlatı beni kendi hayatımın yazarı rolünden çıkarıp, hayatımdaki yetişkinlerin kuklası rolüne soktu.
Herkes sevdikleri insanlara gösterdikleri hikayeyi kontrol etmek ister. Kimi gerçekleri parlatıp diğerlerini saklamak isterler. Kiminle neyi paylaşacaklarına ve neyin özel kalması gerektiğine karar verirler.
Yakın bir zamana kadar bu özgürlük benim hayatımda bulunmuyordu. Çok kötü bir histi.
Şimdi klavye ile paylaştığım düşünceleri şekillendiriyorum. Paylaştığım her kelime hakikatin ta kendisi değil. Paylaştığım şeyi eğip büküyorum, aynen çevremdeki diğer insanlar gibi. Abimin kız kardeşime söylediği hikaye, genelde anne babamıza söylediği hikayeden çok daha az filtrelenmiş oluyor. Bugün ben de aynı şeyi yapabiliyorum.
Bir insanla paylaştığım şey başka bir insanla paylaştığımdan farklı olabiliyor.
Bu konuşan insanların kıymetini bilmediği bir özgürlük. Kendi kelimeleri izinleri olmadan paylaşıldığında sinirden kuduruyorlar.
Buna rağmen otistik yazıcılara1 bunu sürekli yapıyorlar. Dur-ma-dan.
Bir sürü iyi niyetli insan o kişinin gerçekten bunların paylaşılmasını isteyip istemediğini düşünmeden çocuklarının yazdıkları şeyleri olduğu gibi paylaşıyorlar. Bir sinir anında yazdığınız bir şeyin sinirlendiğiniz kişiyle paylaşılması işleri zorlaştırabiliyor.
Şimdiye kadar yazarak iletişim kurduğum öğretmenlerim arasından en saygılı olanının bana kattığı en hayat değiştirici deneyim, sürekli bana kontrol imkanı sağlamaya yönelik ciddi bir emek harcaması oldu. Anneme göndereceği her mesajı bana okur ve göndermeden önce mesajın benim için uygun olup olmadığını sorar. Bunu yaptığı zamanlarda mesajı yazarken bana “bunu sen hazır oluncaya kadar göndermeyeceğiz” derdi. Bu güvence en büyük kaygılarımın önüne geçiyor.
Hayatımdaki gerilimin önemli bir kısmı bana destek sağlaması gereken insanların beni yanlış tanıtması yüzünden oluyor. Kendi hikayemi kontrol edebilmek gibi hayatımı değiştiren bir şeyin kıymetini çok iyi biliyorum. Çok zor yollarla edindiğim kendi özneliğim, hayatımdaki gerilimin önemli bir kısmı bana destek sağlaması gereken insanların beni yanlış tanıtması yüzünden oluyor. Kendi hikayemi kontrol edebilmek gibi hayatımı değiştiren bir şeyin kıymetini çok iyi biliyorum. Çok zor yollarla edindiğim kendi özneliğim, akli melekeleri olan ve mahremiyet hakkına sahip bir insan olarak daha çok saygı gördüğümü hissetmeye başlamamı sağladı.
Şimdi kendinize hesap verin. Konuşmayanların iletişim tercihlerini kontrol etmelerine izin veriyor musunuz? Kontrolü onlara geri verin. Bunu yaparsanız size sonsuza kadar minnettar olacaklar. Benim için kendi iletişimim üstünde şartsız kontrole sahip olmak paha biçilemez bir şey.
[1] Orijinal metinde editörün notu: “Yazıcı” (Spellers) iletişim kurmak için yazan insanları tanımlamak amacıyla kullanılan bir tabir. Bu kimi zaman harfleri işaret ederek iletişim kurarak, kimi zaman alternatif iletişim cihazı yardımıyla klavye ile yazarak gerçekleşebilir.
Orijinal metin: https://neuroclastic.com/privacy-nonspeaking-nonverbal-nonspeaker-autism-autistic/